Pazar, Mayıs 19, 2024

Köşe Yazıları

Deprem Zararlarını Kimler Karşılayacak

Türkiye’nin en prestijli kurumlarından olan İstanbul Teknik Üniversitesi, 6 Şubat günü yaşadığımız deprem sonucunu araştıran bir ön inceleme raporu hazırladı. 

Bu rapora göre;

“Ülkemizde 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen depremler sonrasında ÇŞİDB tarafından toplam 13 ilde yürütülen hasar tespit çalışmaları kapsamında 16 Şubat 2023 itibariyle 61.722 binada yer alan 263.800 bağımsız birimin acil yıkılması gereken, ağır hasarlı ve yıkık olduğu belirlenmiştir.”

Ayrıca bu rapora göre;

“Yıkılan binaların enkaz haline gelmesi hususunda birçok parametre etkin olmakla beraber binaların yaşı, temellerin oturduğu zeminlerin taşıma kapasitelerinin düşük olması, inşaatlarda kullanılan malzeme kalitesinin, kolonlar ve kirişlerin en kesit boyutlarının ve donatı miktarlarının yetersizliği, inşa edildiği yıllarda yürürlükte olan yönetmeliklere uygun olarak taşıyıcı sistem elemanlarının inşa edilmemiş olmaları, diğer yapım kusurları ile bitişik nizamda inşa edilen binaların kat seviyelerinin farklı olmaları gibi hususlar en belirgin yıkım nedenleri olarak görülmüştür.”

“Hatay-Antakya ve Adıyaman-Gölbaşı gibi bölgelerde zemin sıvılaşması etkisiyle binaların temel sistemi özelliklerine bağlı zemine batarak ya binanın tamamı yana yatarak ya da kısmen sıvılaşan zemine batarak eğik vaziyette göçtüğü de görülmüştür.”

“Kentlerin büyük bir kısmının gelişmeye elverişli olmayan zeminlerde olduğu ve bu alanlardaki eski ve zayıf yapı stokunun yenilenmesi gerekliliğinin altı çizilmiştir.”

“Bilimsel temele dayanmayan imar affı, imar barışı gibi mühendislik hizmeti almamış, sağlıksız ve güvensiz yapı stokunu yasallaştıran düzenlemelere son verilmeli; doğal eşikler yeniden yapılanma sürecinde esas alınmalı, yeni planlama sürecinde kültür varlıkları hariç bu alanlarda yapılaşmalara izin verilmemelidir.”

Rapor depremin sebep ve sonuçlarını irdelerken bundan sonrası için de önerileriyle yol göstermektedir.

Bundan sonra yapılacak detaylı araştırmalarla depremin sonuçları konusunda daha fazla bilgi edineceğiz.

Müteahhidin yanında, idare ve teknik kadronun müşterek kusur ve sorumlulukları vardır. Herkes kusur ve sorumlulukları oranında sonuçlarına katlanmalıdır. Acele bir müteahhit bulup tutuklamakla bu dava kapanmayacaktır.

Yaşamını yitiren on binlerce yurttaşımız ve hasar gören 263 800 bağımsız bölün sahip ve varisleri hakkını aramalı ve hakkına karşılık muhatap bulmalıdır.

Toplum Sözleşmesi niteliğindeki Anayasalar ve kurulmasına cevaz verdiği devletin temel görevi, bütün yurttaşlarının can ve mal güvenliğini sağlamaktır.

Devletlerin devlet olma gereklerinden olan “kusursuz sorumluluk” idare hukukunun temel prensiplerindendir.

Nitekim 1982 Anayasasının 125. Maddesi buna yol vermektedir. “Kusursuz sorumluluk” olarak tanımlanan temel kavram devlete eksik denetim ve eksik önlem almaktan kaynaklı sorumluluğu vardır. Bu nedenle bu genel tanım içinde her yurttaş uğradığı zarar ve ziyanın giderilmesi için devlete karşı yargıya baş vurmalıdır.

Devlet, yargılamalar sonunda doğan zarar ve ziyanı kusuru olanlara kusuru oranında rücu edecektir. Böylece yurttaş, Devletinde içinde olduğu çoklu muhataplara karşı kayba uğramadan hakkını almış olacaktır.  

Bu bir başlangıç olacaktır. Bundan sonra sorumluluklarının yerine getirmeyenleri nelerin beklediğini hep beraber göreceğiz.  

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir