Bağımlının en büyük düşmanı karamsarlıktır. Umudu olmalı ki mücadele etsin kurtulsam ne ne olacak, dememeli ve dedirmemeli, umut sadece fakirin değil aynı zamanda bağımlının da ekmeği, mücadele edebilecek bir amaç verilmez ise yaşanacak ne var acıdan sorundan dertten başka diyerek hayata küser işte o zaman kaybolur ve kaybedilir.
Öte yandan arınmış eski bağımlılar da kaderine terk edilmemeli yani pişman olmamalı ki tekrar dönmesin. Kendimden örnek vereyim kızım olmasa bu kadar unutulmuşluktan, çaresizlikten ne anlamı oldu ki sokaktan çıktım daha büyük sıkıntı ve sorunlarla boğuşur hale geldim, sokaktayken fatura, kira ve benzeri sıkıntılarım yoktu, çünkü onlara ihtiyaç yoktu.
Ben sokaktan çekildim ama kurtulamadım, geri dönüş eşiğini aşamadım.
Kızım olmasaydı eğer bu şekilde yaşamanın bir anlamı benim acımdan olmayacaktı, bunları kendi yaşadıklarımdan örnekleyerek aktarıyorum ki neden kişi tedavi olduktan bir süre sonra tekrar o illete geri dönüyor bilinsin istedim.
Belki bu yaraya parmak basılır insanlar temiz kalmayı başarır, bağımlılıktan kurtulmak çok zor, lakin bunu sürdürmek daha da zor sürdürülebilirlik işin can alıcı noktası, pişmanlık hissi, algısı nihayetinde olgusu temiz kalarak hayata tutunarak ve ekonomik olarak yaşantısını sürdürebilmesi için desteklenmesine ihtiyaç var. Bu deneyimleri kendim değil benden sonrakilere bir kapı açar diye umut ederek paylaşıyorum. Ben belli bir yaşa gelmiş, yaşasa da olur yaşamasa da.
Madde kullanım yaşı ilk öğretim seviyesine düşmüş, belki hikayem yaşadıklarım bir işaret fişeği olur. Daha hayatının baharında canlar göçüp gitmesin diye tüm kaygım saygılar