Mersin’de uzun yıllardır Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) çatısı altında aktif siyaset yürüten, partinin önceki dönem milletvekili aday adaylarından ve kentin tanınmış hukukçularından Av. Bilgin Yeşilboğaz, CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun avukatı Mehmet Pehlivan’ın tutuklanmasına sert sözlerle tepki gösterdi. Yeşilboğaz, yaşananların Türkiye’de yargı bağımsızlığına ve hukukun üstünlüğüne açıkça darbe anlamına geldiğini belirtti.

“Yargı, siyasetin sopası haline getirildi”

Son yıllarda art arda yaşanan hukuki skandalların Türkiye’de yargının tarafsızlığına olan inancı ciddi şekilde sarstığını vurgulayan Av. Bilgin Yeşilboğaz, “Bugün geldiğimiz noktada, iktidarın hoşuna gitmeyen her ses susturulmak isteniyor. Basın mensupları, akademisyenler, siyasetçiler ve şimdi de avukatlar hedefte. Ekrem İmamoğlu’nun avukatının hukuksuz bir şekilde tutuklanması, yalnızca bir kişiye değil, savunma hakkına, hukuk devletine ve demokrasiye yapılmış bir saldırıdır,” dedi.

“Bu bir gözdağıdır”

Tutuklama kararının hukuki değil, siyasi olduğunu söyleyen Yeşilboğaz, “Bu kararın amacı açıktır: Ekrem İmamoğlu’na ve onu destekleyenlere gözdağı vermek. Ancak bilinmelidir ki biz bu baskılara boyun eğmeyeceğiz. Hukukun üstünlüğü için mücadelemizi sürdüreceğiz. Bugün bir avukatı susturmak isteyen zihniyet, yarın hepimizi susturmak isteyecektir,” ifadelerini kullandı.

“Savunma susarsa, adalet susar”

Aynı zamanda Mersin Barosu’nun eski başkanlarından olan Yeşilboğaz, savunma hakkının demokratik bir toplumun temel taşlarından biri olduğunu hatırlatarak şöyle devam etti:

“Savunma makamı, yargının kurucu unsurudur. Avukatlar, yalnızca müvekkillerini değil, hakikati ve adaleti savunurlar. Bir avukatın görevini yaparken cezalandırılması, yargı sisteminin çöküşüdür. Savunma susturulursa, adalet de susar. Bu duruma seyirci kalmamız beklenemez.”

“Hukuksuzluğa karşı birleşmeliyiz”

Tüm hukukçuları, sivil toplum kuruluşlarını ve demokratik kitle örgütlerini bu hukuksuzluğa karşı ses çıkarmaya çağıran Yeşilboğaz, “Bu olay bir kişiye değil, hepimize yöneliktir. Hep birlikte bu baskıcı anlayışa karşı durmalı, hukukun üstünlüğünü savunmalıyız. Sessiz kalmak, suça ortak olmaktır,” dedi.