Mersin Barosu eski Başkanı Av. Bilgin Yeşilboğaz, göz altına alınıp daha sonra adli kontrol şartıyla serbest bırakılan avukatlarla ilgili sert bir açıklama yaptı. Yeşilboğaz, meslektaşlarına yönelik bu tür uygulamaların hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmadığını belirterek, “Avukatlık suç değildir!” dedi.

Son dönemde bazı avukatların, yürüttükleri mesleki faaliyetler gerekçe gösterilerek gözaltına alınması ve tutuklanması, hukuk camiasında büyük tepkiye yol açtı. Tepkilerin en sertlerinden biri ise kamuoyunda hak savunuculuğu mücadeleleriyle tanınan Av. Bilgin Yeşilboğaz’dan geldi.

Yeşilboğaz açıklamasında, avukatların savunma görevini üstlendikleri için cezalandırılmalarının kabul edilemez olduğunu belirterek, “Avukatlar, suç işledikleri için değil, görevlerini yerine getirdikleri için hedef alınıyor. Savunma makamını susturmak, yargıyı felç etmektir. Bu durum, demokratik hukuk devletine ciddi bir darbedir,” ifadelerini kullandı.

Yeşilboğaz, avukatların adaletin kurucu unsurlarından biri olduğunu vurgulayarak, “Avukatları susturmaya çalışmak, toplumun sesini kısmaya çalışmaktır. Bugün mesleki faaliyetleri nedeniyle gözaltına alınan, tutuklanan her bir avukat, yarın adalet arayışı içinde olan her bir yurttaşın hak arama özgürlüğünün tehdit altında olduğunu gösterir,” dedi.

Ayrıca adli kontrol kararlarının da bir tür cezalandırma yöntemi olarak kullanılmasına tepki gösteren Yeşilboğaz, “Adli kontrol tedbirleri, özgürlük kısıtlayıcı bir mekanizmaya dönüşmemeli. Hukukun üstünlüğünü savunan avukatların maruz kaldığı bu baskı, kabul edilemez,” diyerek yargı bağımsızlığına dikkat çekti.

Bilgin Yeşilboğaz’ın bu açıklaması, sadece hukuk camiasında değil, kamuoyunda da geniş yankı uyandırdı. Sosyal medyada birçok kullanıcı Yeşilboğaz’ın sözlerini paylaşarak destek verdi.

Son olarak Yeşilboğaz, meslektaşlarına ve kamuoyuna şu çağrıyı yaptı: “Savunma susturulamaz. Hukukun üstünlüğüne, adalete ve mesleğimizin onuruna sahip çıkmaya devam edeceğiz. Çünkü avukatlık suç değildir, hak aramanın ta kendisidir.”

Bu gelişmeler, Türkiye’de savunma hakkı ve yargı bağımsızlığı konusundaki tartışmaları yeniden gündeme taşımış durumda. Avukatlara yönelik baskıların son bulması için hukuk örgütleri ve baroların daha kararlı bir duruş sergilemesi gerektiği vurgulanıyor.