Kariyer yolculuğunda yükselmek, sakince emeklilik beklemek, kurumsal dünyadan kaçarak uzaklaşmak, yurt dışında çalışmak ve bir beyaz yakalı seyyah olmak… Yeni kitabı Çok Çalışıyoruz’la Erdem Aksakal, modern yaşamın “ezilenler”i olan beyaz yakalıların iç dünyasına, hayattan ve gelecekten beklentilerine dair bir pencere açıyor. Bu dünyaya yabancı olanlar için merak uyandırıcı bir keşif sunan kitap, beyaz yakalı çalışanlara ise derin bir yüzleşme, dertleşme ve birlikte yol arama imkanı sunuyor.
Ofis dünyası insanlarının yaşantısını, çarpıcı anlatım dili ve hikayeleriyle 2016’da yayımlanan Mezeleri Güzel adlı ilk kitabında ele alan Erdem Aksakal, yeni kitabı Çok Çalışıyoruz’da ise “Peki ne olacak halimiz?” sorusuna yanıtlar veriyor.
Beyaz yakalıların hayatını ele geçiren çok çalışma gerçeğini, hapishane metaforuyla ele alan Erdem Aksakal; cezaevi kültürüne özgü kavramlarla kurduğu benzetmelerle bir yandan da okuyucusunun yüzünü güldürmeyi başarıyor.
Bir beyaz yaka hükümlüsünün maceraları
Heyecan verici “kaçış” girişimleri de kitapta kendine yer buluyor. Bu konuyla ilgili kitaptaki şu bölüm ipucu veriyor: “Gerçekçi bir ihtimal gibi görünmez ama her cezaevinden kaçanlar olmuştur. Kimisi tünelle, kimisi bir karambol yaratarak, pencereden çarşafları uç uca ekleyerek, hastalık bahanesiyle gittiği revirden… Her mahkum, aslında içeride olmaması gerektiğine, hürriyeti hak ettiğine inanır. Hele ki, beyaz yakalı bir kurumsal hayat mahkumuysanız büyük olasılıkla oraya nasıl düştüğünüzü halen kabullenemiyorsunuzdur.”
Samimi ve sahici dile sahip hikaye anlatıcılığını, iş hayatının içinden canlı örneklerle sayfalara taşıyan Erdem Aksakal, kitabının arka kapak yazısını şu vurucu sözlerle tamamlıyor: “Biz bu çağın hayalsiz büyüyen çocukları olduk. O yüzden de kaybolduk, hapsolduk bu labirentte. Artık çıkış yolunu arama, bu yolculukta kendimizi bulma vakti.”
“Kızarız çalışırız, haksızlığa uğrarız çalışırız, ağlarız çalışırız. Biz çalışırız. 7/24 çalışırız. Uykularımızı feda ederiz. Zamanımızı, mekanımızı, hayatımızı armağan ederiz sorgusuz sualsiz. Hele ki lehimize bir kolaylık olursa daha da çok çalışırız. Zam alırsak iki kat, takdir görürsek üç kat fazla çalışırız. Az çalışmayı beceremeyiz, biz eğitimimizle emeğimizle geldiğimiz işin hakkını verme derdindeyiz. İşveren dünyanın zor durumuna rağmen bizi işten çıkarmak yerine, sağlığımızı düşünüp evden çalışma imkanı sağladıysa minnetle, tutkuyla, hırsla çalışırız.”