
Bağımlının en büyük sorunlarından biri o güne kadar hayatının üç şey üzerine kurulu olmasıdır. Birincisi sabah krizde (yoksunluk haliyle uyanır, para bulması lazımdır ikincisi maddeyi bulmak üçüncüsü de kullanmaktır. Bu kısır döngü bağımlının günlük rutinidir yani yaşam bicimi olmuştur, bağımlılık geliştikten sonra istese de istemese de artık bu üçlemeye mahkumdur. Madde kullanmayı bıraktığında yıllarca gününü geçirdiği zamanını harcadığı yaşam şekli değişir ve bir boşluğa düşer zamanını nasıl geçirecek yani değerlendirecek hiç bir şey yapmayayım evde oturup televizyon izleyim dese, gezse bir süre sonra sıkılır kendini oyalayacak meşgul edecek bir şey bulamaz ise düşünmeye başlar tamda kırılgan olduğu dönemdir.
Beyin, ”hadi bak yapacak bir şey yok sıkılıyorsun hadi direnme madde bulalım ve kullanalım bak zaman nasıl su gibi akar ve keyifli geçer ” işte tam o an hissene yenik düşüp yapacak bir iş yok sıkıntıdan patlıyorum ne var ufak bir parça kulanayım der ve kullanırsa başa döner bu güne kadar verilmiş mücadele çöp olur. Bunu tüm bağımlılar bilir kim bilir kaç defa iki üç gün hatta bir hafta kullanmamıştır, fakat o sıkıntılı hal iradesini kırıp kendini mağlup etmiştir. Bunu çok iyi bildiğim için maddeyi bıraktığımda zamanımı geçirebilecek bu sayede ondan uzak durabilecek uğraşlarım vardı. İlki bıraktığımda aynı rutini sürdürdüm, para bulmak işime devam ettim tek farkla. Topladığım parayı maddeye vermek yerine biriktirip okuyan kızıma göndermek hastanelik olana kadar böyle değerlendirdim zamanımı. Ve biliyordum uğraşsız kaldığımda irademi kırabileceğini.
Hastaneden taburcu olunca tekrar sokaklara dönmedim konuyu bildiğim için riske de girmedim evde oturup uğraşsız kalıpta yanlış bir yola düşmemeyeyim diye Ercan Özçelik’in o zamanlar sahibi olduğu Çukurovaulus Gazetesine genel yayın yönetmeni sıfatıyla gönüllü olarak yardım etmeye başladım gazeteci bir kaç dostumun vesilesiyle ev kiramı Kaymakamlık 1 yıl boyunca karşıladı. gazeteye gönüllü olarak yardım ettiğim için para almıyordum zaten amacımda para kazanmak değildi beynim ve bünyem iyice alışsın yeni rutine diye, sonra Gültekin Hakan Koçman devraldı gazeteyi aynı şartlarla yardım etmeyi sürdürdüm ve kendimi bu şekilde oyalamaya devam ettim. Ben şanslıydım hem iradem sağlamdı hem de etrafımda destek olan dostlarım vardı.
Engelli yardımı ve bir kaç dostumun ara sıra gönderdikleri desteklerle haya tutunmaya çalışıyorum. Nereye kadar mı? Kiralar patlayınca eski kiracı olduğum için kiramı yasal ölçüler çerçevesinde arttırdım ev sahibim bunu kabul etmiyor. ödemem imkansız rakamlar talep ediyor belki oda haklıdır ekonomi ortada fakat bana yapılan aylık engelli yardımı üç bin lira istediği kira on beş bin lira veremeyeceğimi söylemem üzerine tahliye davası açtı. Ben sokaklarda yaşadım gerekirse yine yaşarım kızım eskiden küçüktü belime iple bağlayıp yatabiliyordum. Şimdi iki yıl daha okuyup lisansını tamamlaması lazım. Bu güne kadar gerçek anlamda babalık yapamadım, üstünde bir çatısı olsun okul masraflarını karşılayabileyim istiyorum.
Halim bu dostlarım tekrar sokaklarda kalmaktan evladıma sahip çıkamamaktan korkuyorum. Bu sebepten ötürü ekonomik olarak hayata tutunabileceğim emeğimle çalışabileceğim bir iş imkanı umut ediyor ve diliyorum sayın Vahap Seçer’den saygılarımla.